Genetik Terör – GDO’lu ürünler hakkında bilinmeyenler!
“Gıdalar” sistemin tepesindeki karanlık elitler için hem kazanç yolu hem bir silahtır.! Abdullah ÇİFÇİ’nin Analizleri

Rockfeller ailesi 2.dünya savaşından itibaren ABD başta güç merkezi haline geldi. Özel sektör, eğitim, bilim, teklonoji ve finansal alanda bir çok şeyi kontrol altında tutmaya devam ediyor.
Petrolle başlayan zenginlik tarımla daha da büyüdü.1950 den itibaren Rockfeller’in başlattığı “yeşil devrim” ile gelişmekte olan ülkelerdeki bağlantılar kullanılarak dünyadaki “gıda” kontrolü gizlice ele geçirildi.
Gıda sektörü GDO (Genetiği değiştirilmiş organizmalar) ürünler ile şekillendirildi ! Geleneksel tarımcılığın yerini şirket tarımcılığının aldığı yeni bir sistem kuruldu.!
Moleküler bioloji alanında yapılan uluslararası araştırmalar sonunda mutasyona uğratılan organizmalardan elde edilen tohumlarla insanlar genetik olarak tahrip ediliyor..!
Rockfeller vakfının başını çektiği elit ailelerin finanse ettiği bilim adamları ve “GDO tarım” ticareti küreselleşerek bugün marketten alıp soframızda afiyet ile yiyip tanrıyı oynamaya çalışan şeytanilerin bizi genetik olarak manipüle ettiği silahlara kendi rızamızla paramızı veriyoruz.!
GDO’lu yem tüketen hayvanların eti,sütü,yumurtası risk taşır.. Nişasta içeren günlük tüketilen hazır çorba,çikolata,bebek,maması,şekerleme,yağlar,pirinç,patates,domates,biber,çilek,meyve ve sebze gibi bir çok ürün GDO bulunduruyor. Yani neredeyse tükettiğimiz başlıca bir çok gıda da bulunuyor…
Gökten üç elma düşmüş, ikisi GDO’luymuş.
Genetik değişime uğratılan tohum,bitki,besin ve gıdalardan oluşabilecek zararlar;
– GDO taşıyan bir polen normal bir bitkiye taşınabilir.Yayılan GDO aşırı dayanıklı bitki ve böcek türleri oluşmasına neden olur.
– Mutasyonlu ürünün ekin yapıldığı alanda aşırı yabani ot artışı olur. Yabani ot için kullanılan ilaçlar insanda hormanel dengeyi bozar.
– Ekosistem ve bioçeşitliliğe zarar verir. Kelebek yada çiçek gibi zararsız böcek ve bitkiler yok olur.
– GDO’lu yem verilen hayvanların direnci azalır ve hastalık etkisi artar.
– Gıdanın besin değeri düşer,hazım zorlaşır,sindirim ve bağışıklık sisteminde dengesizlikler ortaya çıkar.
– Anne karnında bu tür gıdalara maruz kalan bebeklerde yapısal anomaliler oluşur.(Beyin engeli,körlük vs.)
– Bu besinlerin uzun süre tüketilmesi yaşlanmayı hızlandırabilir ve kısırlığa yol açabilir.
– Genetik mutasyonlu protein ve kimyasallar sindirime uğramadan vücut içinde bazı bakterilerin DNA’larına transfer olabilir. Buda öngörülemeyen genetik bozukluk ve başka risklere sebep olur.
Dünyanın başındaki bir grup zengin aileler,gizli örgüt ve toplulukların hedefi yeni dünya düzeni doğrultusunda insanı yeniden şekillendirmektir.! Zihinsel,ruhsal ve fiziksel her yöntemle manipüle ederek aptal,şuursuz,sapkın ve salak bireyler yaratmaya çalışmaktadırlar..!!
Son olarak ABD eski dışişleri bakanı Kissinger’in sözleri;
“Petrolü kontrol edersen, ülkeyi kontrol edersin.
Gıdayı kontrol edersen, insanları kontrol edersin.”