Kadın analık duygularından nasıl uzaklaştı.
Kapitalist düzen kadınları çalışmaya zorlamaktadır. Kadınların çalışmasıyla aile yapısı bozulmaya başlamış, ve kadının analık duygularını kaybetmesine yol açmıştır. Daha fazlası için makalemizi okuyabilirsiniz.

Batı toplumları, kadını aç gözlü kapitalist sistemi adına üretime katmak için Evden ,yuvadan çıkardı, analıktan uzaklaştırdı. Kariyer yapmayı,”kendi ayakları üzerinde”! durmayı teşvik etti. Cinsel devrimlerle, her semavi dinin haram saydığı zinayı meşrulaştırdı. Böylelikle batı toplumlarında “özgürleşen” kadın ana olmaktan vazgeçip “her şey” olmaya başladı.
Yolda yolaktan, işte, barda tanıştığı kimselerle bir gecelik zevkler yaşarken İstemeden çocuk sahibi oldu. Babasını çoğu zaman kendisinin bile tam olarak kestiremediği çocukları doğurup kreşlere, yuvalara teslim etti. Sevgiden, şefkatten mahrum büyüyen bu çocuklar merhametsiz birer zombilere dönüştüler. İşte iki dünya savaşıyla, sömürgecilikle yüz milyonlarca insanı katleden zalimler, tek dişi kalmış canavarlar böyle türedi.
Guantena moda, Ebu gureybde insanın insana yapması mümkün olamayacak işkenceleri yapan “batılı, ilerici, modern” nesiller yetişti. Şimdilerde bozulan sosyolojini, aile hayatlarını, düzeltebilmek için kadına yeniden “analık” formu vermeye çalışıyorlar. Bu uğurda türlü çeşitli rüşvetler teklif ediyorlar,ama nafile
Tüpten çıkan macun geri girmiyor.
Bu örnekten yola çıkarak kızlarımıza,anne babalarının nasıl bir hayatı özendirmeleri gerektiğini bir kez daha düşünmelerini öneriyorum. Ev hanımlığını küçümseyen batılı bakışın, batılı toplumların açtığı yoldan yürüyen insanların aynı menzile varacağı da su götürmez bir gerçek.
Analık sadece doğurmak değildir.
- Ana yuvayı yapan dişi kuştur, yuvanın ekonomisini o düzenler.
- Erkeğinin başarısında onun payı olur.
- Zira evin içinde ANA olmayı seçmiş kadın, iş hayatıyla dışarıda yorulmadan, stres yüklenmeden, yolda, trafikte, işte sözlü, sözsüz tacize maruz kalmadan dingin, dinlenmiş, hasretle eşini, çocuklarını bekleyen, şefkat ve sevgiyle sımsıcak yuvaya dönüştürdüğü evini. Dışarıdan türlü çeşitli olumsuzlukları yüklenip gelen eş ve çocuklar için bir rehabilitasyon merkezi haline getirir.
- Annesinin, eşinin güler yüzüyle karşılanan ev sakinleri, gerçekten sakinleşirler.
- Bir sonraki güne bir önceki günden hiçbir olumsuz tortu kalmadan hazırlanır, performansları, başarıları böylelikle artar.
- Ama kadın da sabahın köründe kalkıp, çocuklarının kahvaltısını hazırlayıp, eşinin ütüsünü yapıp, sonrada kendisi hazırlanıp yola revan olmuş, Koştura koştura işe gidip akşama kadar sinir bozucu bir çok olaya muhatap olmuşsa. Akşam eve gelen eşten ve çocuklardan daha hırpalanmış bir haldeyse, nasıl onları sevgiyle kucaklayıp, şefkatle sarsın.!
- Ayrıca ev ekonomisine katkıda bulunmak isterse, evinde yapacağı işlerle bu katkıyı sağlayabilir.
- Benim annem ve ablalarım öyle yaparlardı.
- Kimisi terzi idi kadınlara elbiseler dikerdi, kimi sim-sırma işi yapar, kimi sırıklı yorgan ve seccade yapar hatırı sayılır paralar kazanırlardı.
- Ama evlerinin içinde, mesailerini kendileri belirler ,çalışma şartlarını kendileri oluştururlardı.
- Böylelikle kendilerini strese sokacak, üzecek, yorgunluktan helak edecek bir duruma izin vermezlerdi.
- Batı toplumlarında çocuğuna bakmayan kimseler, yaşlandığında çocukları tarafından bakılmıyorlar.
- Yaşlılarda huzur evlerine konup aileden dışarıda tutuluyor.
- Böylelikle çocuklar, dede ve ninenin ,sonsuz bir sabırla örülmüş merhamet dolu sevgisinden de mahrum kalıyorlar.
- Kadının ana olmayı seçmesi küçümsenmek yerine hakkı verilmeli.
- Aileyi aile yapan en başat rol kadının evinde ANA olmayı seçmesiyle başlar.
- Bir toplum için, bir aile için yuvayı yapan dişi kuş olmak, ana olmak o ailenin, o toplumun başarısını doğrudan etkileyecek en önemli etkendir.
- Başarı derken batıdaki anlamıyla salt maddi çıkara dönük getiriden bahsetmiyorum elbet.
- Huzurlu bir birey, huzurlu bir aile, huzurlu bir halk, huzurlu bir dünyanın kurulmasındaki başarıdan söz ediyorum.
- Şefkatli kollarda anne ,dede, nine sevgisiyle büyümüş sorunsuz çocuklar, merhametle muamele etmeyi öğrenip hem ailesine, hem içinde bulunduğu cemiyete, hemde insanlığa huzur getirecektir.
- Aksinin nelere mal olduğunu bütün dünyada gözlemliyoruz.